İnsan, gelişim sürecinin ilk aşamalarından itibaren çevresiyle iletişim kurmaya başlar.Bakışlarla, yani göz temasıyla başlayan iletişim, diğer duyu organlarının devreye girmesiyle gelişerek artmaya devam eder.Bu iletişimde ilk ve en önemli ortam aAnne-babaların bu iletişimdeki tutumları, çocuğun zihinsel,duygusal ve sosyal gelişiminde rol oynayan temel etkenlerdendir. Anne babaların tutum ve davranışları, çocuğun ahlak gelişimini ,özgüveni, bağımsızlık duygusunu, içedönük-dışadönük yapı geliştirmelerini, yani kişilik yapısını büyük ölçüde etkileyecektir. Çocuğun sosyalleşme sürecinin ilk aşaması aile ortamıdır.Anne babaların geliştirecekleri tutumlar çocuğun kişilik oluşturmasını ve gelecek yaşantısını önemli ölçüde etkileyecektir.
Çocuğun sosyalleşme sürecinin ilk aşaması aile ortamıdır.Anne babaların geliştirecekleri tutumlar
çocuğun kişilik oluşturmasını ve gelecek yaşantısını önemli ölçüde etkileyecektir.Anne-babaların aşırı koruyucu,reddedici,otoriter, cezalandırıcı,mükemmeliyetçi,ilgisiz ya da güven verici
yaklaşımları, çocuğun kendine özgü geliştireceği tutum ve davranışlar üzerinde önemli, kalıcı etkiye sahiptir.
AŞIRI KORUYUCU TUTUM:
Çocuğun bütün ihtiyaçları anne-baba tarafından karşılanır.
Anne- baba çocuğun isteklerine sınır koymaz.Çocuğun her isteği hemen yerine getirilir.
Koruyuculuk ve bağımlılık hakimdir.
Çocuk gereksinimlerini karşılayabilecek yaşta olmasına rağmen küçük bir çocukmuş gibi bütün ihtiyaçları anne tarafından karşılanır.Yemeği anne tarafından yedirilir, ödevleri anne tarafından yapılır,yatağını anne düzeltir,elbisesi anne tarafından giydirilir; yani çocuğun kendisinin yapması gereken bütün işler anne tarafından yapılır.
Anne-baba sürekli çocuk ağlamasın,incinmesin,hasta olmasın,terlemesin, düşmesin vb. diye gayret gösterirler.
Anne-baba çocuğun büyüdüğünü kabullenmez, büyümesine rağmen hep çocuk olarak görülür.
Çocuğa sorumluluk verilmez.Çocuğun girişimleri sürekli kısıtlanır. “Sen yapamazsın,sen giyemezsin,sen tek başına gidemezsin,sen tek başına yiyemezsin vb. gibi” çocuğun girişimlerini engelleyen sürekli kısıtlamalar görülür.
Genellikle çocukla ilgili bütün kararlar anne-baba tarafından alınır.Çocukla ilgili kararlarda da çocuğa sorulmaz.
Çocuğa gereğinden çok özen gösterilerek ve aşırı denetlenerek çocuk bunaltılır.
Anne-babalar koruyucu yaklaşımla çocuğa karşı sevgilerini ifade ettiklerine ve yardımcı olduklarına inanırlar.
KORUYUCU YAKLAŞIMIN ÇOCUĞA ETKİLERİ:
Koruyucu aile ortamında yetişen çocuklar;
Kendi başına hareket edemeyen, ÖZGÜVENİ ZAYIF,
Kendi işlerini başkalarından bekleyen, SORUMLULUK ALMAYAN,
Kurallara uymakta zorlanan, BENCİL, SALDIRGAN,SAYGISIZ,
Kendine sürekli HİZMET EDİLMESİNİ İSTEYEN,
MÜCADELEDEN çabuk vazgeçen,
Hatalarından başkalarını SORUMLU TUTAN,
Kendi kararlarını veremeyen,BAŞKALARI TARAFINDAN YÖNETİLEN,BAĞIMLI,
Sosyal ortamlarda kendilerini ortaya koyamayan SİLİK,PASİF, ÇEKİNGEN
Kapasitesini kullanamayan, kendi yeteneklerini farketmeyen, yaşamın hiçbir alanında kendilerini gösteremeyen BAŞARIYI TADAMAYAN,
İnsanlarla birarada bulunmaktan kaçınan, paylaşma becerisi gelişmemiş, SOSYAL İLİŞKİLERİ ZAYIF
HEP İZİN VERİCİ TUTUM
Sınırlar belli değildir.Çocuğun olumlu olumsuz her türlü davranışı hoşgörü ile karşılanır.Uyku,yemek çalışma gibi durumlarda kesin bir tutum izlenmez.
Çocuğun her istediği hemen yerine getirilir. Koruyucu ve bağımlılık hakimdir.
Kurallara uymadığında çocuğa yaptırım uygulanmaz.
Çocukların bitmeyen istekleri ve olumsuz davranışları görülür.
Çocukların bitmeyen istekleri ve olumsuz davranışları belli bir zaman sonra anne babanın sabrını zorlayacak sert kullanma gündeme gelebilir.
Sonsuz özgürlük sağlanır. Bu özgürlüğü nasıl kullanacağını bilemeyen çocuk doyumsuz, tatminsiz ve mutsuz olur.
HEP İZİN VERİCİ YAKLAŞIMIN ÇOCUĞA ETKİLERİ:
Hep izin verici aile ortamında yetişen çocuklar;
Kurallara uymakta zorlanan, BENCİL, ANLAYIŞSIZ, SÖZ DİNLEMEZ, TOPLUM KURALLARINI ÖĞRENMEKTE GÜÇLÜK ÇEKEN,
Başkalarıyla çatışan, UYUMSUZ,
İsteklerinin sonu gelmeyen, doyumsuz,tatminsiz.MUTSUZ,
Özdenetimden yoksun,
Paylaşmayı ve İŞBİRLİĞİNİ BİLMEYEN,
İsteklerinin hemen olmasını bekleyen,SABIRSIZ
CEZALANDIRICI-OTORİTER TUTUM:
Sıkı bir disiplin vardır. Anne-baba serttir
Anne-babanın gözü sürekli çocuğun üzerindedir. oturuşu,kalkışı,konuşması yani bütün hareketlerine müdahale edilir.
Sürekli eleştirilir, korkması için aşırı sert davranılır.
Anne-baba çocuklarına sevgi göstermenin zararlı olacağını ve sevgi gösterdiklerinde otoritelerinin sarsılacağını düşünürler.Anne-babada: ”Fazla sevgi gösterirsek yarın bizi anne-baba olarak tanımaz.Zaten benim ailemde bana böyle davranmıştı” anlayışı hakimdir.
Çocukla iletişime girilmez. Ailenin çocuktan beklentileri ve uyulması gereken kuralların nedenleri açıklanmaz Sadece nasıl davranması gerektiği söylenir
Söz hakkı yoktur. fikri sorulmaz.
Her hatası eleştirilir, yargılanır, cezalandırılır.Çocuğun olumlu özelliklerini görmek yerine sürekli olumsuz özellikleri gündeme getirilir.
Cezalar genellikle çocuğun yanlış davranışını fark etmesi için verilen cezalar değil; fiziksel yada sözel hakaretler içerir.
Çocuk sürekli gergindir.Çocuk her davranışında “yine mi hata yaptım?” kaygısını yaşar.
Cocuğa zaman ayrılmaz.Çocukla çok fazla ihtiyaçlarına karşılık verebilecek düzeyde vakit geçirilmez ve ilgi gösterilmez.
Çocuk genellikle kendi varlığını hissettirmek için olumsuz davranışlar sergiler.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder